18 Mart 2015 Çarşamba


GELİBOLU SAVAŞ MÜZESİ İÇİN ÖNERİLER
Gelibolu savaşı her zaman ilgimi çekmiştir. Çocukluğumdan beri bu savaşla ilgili elime ne geçtiyse okumuşumdur. Şimdiye kadar sanırım 3-4 defa o yarım adayı gezmişimdir. Gelibolu'yu gezerken nerde ne olduğunu merak ederek dolaşmış ancak savaş alanlarında tatmin edici bir bilgiye rastlamamıştım. İşte bu ihtiyaçtan yola çıkarak aşağıdaki önerileri kaleme almıştım. Bu önerileri defalarca kültür bakanlığına göndermiş ve aylar sonra bir bakanlık yetkilisi aramış ve benimle tanışmak istediklerini söylemişti. Fakat 6 yıldır başka arayan kimse olmadı. Çanakkale savaşlarının 100. yıldönümünde bu önerilerimin güncelliğini koruduğuna inanarak paylaşıyorum.(18 Mart 2015)
GİRİŞ

“Birinci Dünya Savaşı’nın hemen sonrasında, Çanakkale’yle ilgili olarak yazılan birçok kitap orada olanların hiç unutulmayacağını tekrarlarlar. Şu ya da bu alayın süngü saldırısı “tarihteki yerini alacak” yapılanlar “ölümsüz” ya da “unutulmaz” olacak ve tarihin sayfalarına altın harflerle yazılacaktır. Peki, yaşadığımız çağda Lancashire çıkarması’nı ya da Kumsal Yarıntısı’nı duyan, Üçüncü Alçıtepe Savaşı’nı bilen var mı? Bu saydıklarımızın adları bile tarihin karanlığına gömülmüşken, şu tepenin alınmış bu mevziinin kaybedilmiş olmasının hiçbir önemi yoktur. Bütün her şey büyük bir ziyan ve sonuçsuz kahramanlığın yol açtığı duygu karmaşasında bir çağdışılık ve gereksizlik sisi altında kaybolur. Yine de tek tek çarpışmaları-istatistikleri, planları, coğrafi adları, teknik yöntemleri- unutsak da, daha rahat bir anımızda savaş alanını ziyaret edip, o sakin boşlukta askerlerin duygularını, ne yediklerini ne giydiklerini, nelerden konuştuklarını, günlük yaşamlarının önemsiz görünen ayrıntılarını düşünsek, sahne çok özel renklerle yeniden canlanacaktır. Hiçbir savaşta Çanakkale’dekine benzer bir savaş alanı bulunamaz”

Yazar, Alan Moorehead “Gelibolu” isimli kitabında yukarda ki cümleler ile bizim duygularımızı da ifade etmiştir. Türkiye’de gerçekleşen savaşlar içerisinde bu savaşın yapıldığı coğrafyanın kendini en güzel şekilde sunduğu tek yerdir Gelibolu. Her santimetrekaresinde savaşın bir anının yaşandığı bu topraklara ayak basıpta o nokta da neler olduğunu, ne yaşandığını, hangi birliklerin savaştığını, hangi askerlerin şehit olduğunu merak etmemek mümkün mü? Gerçekten de hiçbir savaşta Çanakkale’dekine benzer bir savaş alanı bulunamaz.

Fakat Çanakkale Savaşı’na dair tarihi ve bilimsel çalışmalara ne kadar önem verildiyse bu savaş alanına da o kadar önem verilmiştir. Türkçe’de bu savaşa ilişkin derli toplu, anlaşılır bir kitap yıllarca yazılamamıştır.  Savaşla ilgili kitaplar ya hatıra derlemeleri ya savaşa katılmış subayların muharebeler sırasında yazdıkları raporlara dayanan kuru bir askeri dille yazılmış ya da okuyanı bıktıracak denli sıkıcı tarihi  kitaplarıdır. Tarihsel bilgi üretimi eksikliği Gelibolu müzesine aksetmiş ve bu bölge sadece şehitliklerin bulunduğu ve savaşa ait eserlerin sergilendiği bir yer olmuştur.

Türkçe’de iki yıl önce bu savaşı Türk ordusu açısından gayet derli toplu anlatan bir kitap yayınlanmıştır. Gürsel Göncü ve Şahin Aldoğan tarafından benzeri görülmemiş bir yöntemle savaş  alanı santim santim gezilerek yapılmış bir çalışma ile “Siperin Ardı Vatan” kitabı ülkemize kazandırılmıştır. Yine aynı yazarlar tarafından bir “Gelibolu Savaş Alanları Gezi Rehberi”de yayımlanmıştır. Bizce Türkiye’de çok önemli bir eksikliği dolduran bu iki kitap Gelibolu Müzesinin geliştirilmesi için fırsatlar vermektedir.

AMAÇ

Bizce Gelibolu’ya bu yarımadanın bir savaş alanı olduğunu bilerek gelen bir ziyaretçi savaş alanlarında gezerken her bir koyda, tepede neler olduğunu merak ederek gelmektedir. Ancak karşısına sadece şehitliklerden ibaret bir coğrafya çıkmaktadır. Okumaya meraklı biri yukarda değindiğimiz sebepten dolayı bu savaş hakkında doğru dürüst bir okuma yapma imkanı da bulamadığı için bu gezinti aslında eksik kalmaktadır. Bir araştırma yapılsa Gelibolu’ya ilk defa  gelenlere neden geldikleri ve ne umdukları sorulsa bu tespitimin doğru olduğu çıkar. Gelibolu’da hemen hemen hiçbir şekilde bu savaşa dair tatmin edici bir bilgi yoktur. Oysa ki Gelibolu’yu gezenler her bir noktada savaşın hangi aşamasının geçtiğini merak etmekte ve bir yerde o noktaya gelerek o günleri yeniden canlandırmak istemektedir. Bu nedenle Gelibolu Müzesi üzerinde yaşanan savaş hakkında tatmin edici düzeyde bir bilgilenme imkanı sunan bir tarzda yeniden düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

ÖNERİLER

Gelibolu Müzesi ziyaretçileri savaş hakkında anlamlı ve bütünlüklü bir şekilde bilgilendirme amaçlı düzenlenmeli ve hem kapalı alanlar hem de açık alanlar bu amaca hizmet edecek şekilde analitik bir şekilde planlanmalıdır.

Ziyaretçilere dört aşamalı bir tur ile bilgilenme imkanı sunulmalıdır.

Birinci Aşama: Bu aşamada ziyaretçilere  çok uzun olmayan bir belgesel ile savaşın nedenleri, aşamaları, yarımadanın her bir noktasının bu aşamalardaki yeri ve önemi, savaşan tarafların stratejileri, taktikleri, hataları vb. anlatılmalıdır. Burada amaç birazdan savaş alanını gezecek ziyaretçiye gezeceği bölgelerin savaş içindeki yerini tanımlamak olmalıdır.

İkinci Aşama: Bu aşama için Gelibolu yarımadasının üç boyutlu bir haritası hazırlanmalı ve görsel olarak savaşı çağrıştıracak şekilde düzenlenmelidir. Bu harita audio destekli olmalıdır. Şöyle ki ziyaretçi bir kulaklık yardımı ile harita üzerinde bulunan yönlendirme ile istediği bir nokta hakkında bilgi alabilmelidir. Öncelikle bir rehber yine birazdan yapılacak geziye hazırlayacak tarzda yarımada ve savaşın aşamaları hakkında bilgi verebilir. Bu bilgilendirmeden sonra ziyaretçiler bir süre serbest bırakılır. İsteyenler şimdiki gibi  savaş hatıralarını gezebilirken isteyenlerde harita üzerinden daha derinlikli inceleme yapmaya devam edebilirler. Dikkat edilecek nokta bu aşamada bir rehberin bulunması ve ziyaretçilerin sorularını cevaplamaya hazır olmasıdır.

Üçüncü Aşama: İlk iki aşamada yeterince bilgi sahibi olan ziyaretçi artık savaş alanını gezmeye hazırdır. Bu aşamada yine önceden belirlenmiş bir rut ile Gelibolu’nun bütün stratejik çarpışmalarının yaşandığı koylar, tepeler, yarlar gezilmelidir. Bu gezide üstü açık ve modern araçlar kullanmalı ve rehberler geziye eşlik ederek her bir nokta hakkında bilgi vermelidirler. Örneğin Anzak koyu gezilirken bu noktanın Anzak ordusunun ilk çıkarma yaptığı nokta olduğu, saat kaçta çıktıkları , kaç kişi oldukları, karşılarında hangi Türk birliği olduğu, hedeflerinin ne olduğu , nereye kadar ilerledikleri nasıl ve hangi Türk birliği tarafından hangi noktada durduruldukları anlatılmalıdır.

Dördüncü Aşama: Ne yapılırsa yapılsın bu aşamaya kadar ziyaretçilere ancak toplu ve kısa bir bilgi verilebilinir. Bu nedenle ziyaretçilere daha sonra savaş hakkında araştırma yapmalarına yardımcı olmak amacı ile müzede savaşla ilgili zengin bir kitaplık ve dvd arşivi hizmeti sunulmalıdır. İsteyenler bu kitapları ve filmleri satın alarak evlerinde okuma ve izleme şansı yakalamalıdır.

Gelibolu’nun İngilizler ve Avustralyalılar için önemi de düşünülerek müzede görevlendirilecek rehberlerin bir kısmının İngiliz-Avustralya’lı olması ve bunların kendi hükümetlerinden maaş alması sağlanabilir. Yani Gelibolu Müzesi uluslararası bir müze konseptine uygun olarak tasarlanmalıdır. Her bir doküman ve yayının İngilizcesi de bulunmalıdır.

 
İHTİYAÇLAR

Rehberlik Klavuzu

Müzede ne anlatılacağı ve nasıl anlatılacağı  ulaşılmak istenen hedefe uygun olarak başından sonuna kadar planlanmalıdır. Yani bir Rehberlik Klavuzu olmalıdır. Rehberlerin neyi nerde anlatacağına kadar her şey bu klavuz da tanımlanmalıdır. Bu klavuzun hazırlanması bir uzmanlar kurulu tarafından yapılmalı ve savaşla ilgili çalışmaları ile fark yaratan isimlerin bu kurula katılması sağlanmalıdır.

Belgesel Film

Savaşla ilgili, örneklerini History Channel ve National Geographic’de gördüğümüz tarzda kuvvetli bir belgesel film hazırlanmalıdır. Belki de savaşın farklı yönlerini anlatan birkaç film olmalıdır. Bu belgesel filmin hem uzun hem de kısa formatı olmalı , kısa formatı müzede izletilirken uzun formatı satışa sunulmalıdır.

Üç Boyutlu Harita

Yukarda tarif etmeye çalıştığımız şekilde Gelibolu’nun üç boyutlu haritası görsel olarak zenginleştirilerek hazırlanmalıdır.

Tasarım ve Pazarlama

Bu müze uluslararası arenaya açılacağı da unutulmadan her bir aşaması (müzenin iç dekorasyonu, harita, gezi araçları vb.) bir tasarım ajansı ve kreatif yönetmen tarafından tasarlanmalıdır. Şu an bizim aklımıza gelmeyen pek çok kreatif unsur böyle bir ekip tarafından yapıya dahil edilir. Ve devamında bu müzenin hem yurtiçi hem de yurtdışı tanıtımına yönelik olarak bir pazarlama planı yapılmalı ve bunun için bir danışmanlık hizmeti alınmalıdır.

Geliştirme

Bu müzenin geliştirilmesinde dünyada ki örnekler incelenmeli ve benchmarking yapılmalıdır. Bu çalışma ile oldukça gelişkin bir müze tüm dünyanın ziyaretine açılmış olacaktır.

Sponsorluk

Böyle bir projenin hayata geçirilmesi için ihtiyaç duyulacak finansal kaynak sadece devlet bütçesinden karşılanmamalı sponsor desteği alınmalıdır. Kuvvetli bir pazarlama desteği ile böyle bir destek çok rahatlıkla bulunacaktır. Yerli ve yabancı pek çok firmadan destek alınabileceğine inanıyoruz.

Hazırlayan:

A.Faruk ŞENER

25.07.2009

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Krizde Satış Gliştirme

  HEDEF MÜŞTERİ SEGMENTİ BELİRLEMEK ÖNEMSİZ MİDİR? Hedef müşteri kavramı, pazarlamanın en çok kullanılan kavramlarından biridir. Pazarlama...