GELİBOLU SAVAŞ MÜZESİ İÇİN ÖNERİLER
Gelibolu savaşı her zaman ilgimi çekmiştir. Çocukluğumdan beri bu savaşla ilgili elime ne geçtiyse okumuşumdur. Şimdiye kadar sanırım 3-4 defa o yarım adayı gezmişimdir. Gelibolu'yu gezerken nerde ne olduğunu merak ederek dolaşmış ancak savaş alanlarında tatmin edici bir bilgiye rastlamamıştım. İşte bu ihtiyaçtan yola çıkarak aşağıdaki önerileri kaleme almıştım. Bu önerileri defalarca kültür bakanlığına göndermiş ve aylar sonra bir bakanlık yetkilisi aramış ve benimle tanışmak istediklerini söylemişti. Fakat 6 yıldır başka arayan kimse olmadı. Çanakkale savaşlarının 100. yıldönümünde bu önerilerimin güncelliğini koruduğuna inanarak paylaşıyorum.(18 Mart 2015)
GİRİŞ
“Birinci Dünya Savaşı’nın hemen
sonrasında, Çanakkale’yle ilgili olarak yazılan birçok kitap orada olanların
hiç unutulmayacağını tekrarlarlar. Şu ya da bu alayın süngü saldırısı
“tarihteki yerini alacak” yapılanlar “ölümsüz” ya da “unutulmaz” olacak ve tarihin
sayfalarına altın harflerle yazılacaktır. Peki, yaşadığımız çağda Lancashire
çıkarması’nı ya da Kumsal Yarıntısı’nı duyan, Üçüncü Alçıtepe Savaşı’nı bilen
var mı? Bu saydıklarımızın adları bile tarihin karanlığına gömülmüşken, şu
tepenin alınmış bu mevziinin kaybedilmiş olmasının hiçbir önemi yoktur. Bütün
her şey büyük bir ziyan ve sonuçsuz kahramanlığın yol açtığı duygu karmaşasında
bir çağdışılık ve gereksizlik sisi altında kaybolur. Yine de tek tek
çarpışmaları-istatistikleri, planları, coğrafi adları, teknik yöntemleri-
unutsak da, daha rahat bir anımızda savaş alanını ziyaret edip, o sakin
boşlukta askerlerin duygularını, ne yediklerini ne giydiklerini, nelerden
konuştuklarını, günlük yaşamlarının önemsiz görünen ayrıntılarını düşünsek,
sahne çok özel renklerle yeniden canlanacaktır. Hiçbir savaşta Çanakkale’dekine
benzer bir savaş alanı bulunamaz”
Yazar, Alan Moorehead “Gelibolu”
isimli kitabında yukarda ki cümleler ile bizim duygularımızı da ifade etmiştir.
Türkiye’de gerçekleşen savaşlar içerisinde bu savaşın yapıldığı coğrafyanın
kendini en güzel şekilde sunduğu tek yerdir Gelibolu. Her santimetrekaresinde
savaşın bir anının yaşandığı bu topraklara ayak basıpta o nokta da neler
olduğunu, ne yaşandığını, hangi birliklerin savaştığını, hangi askerlerin şehit
olduğunu merak etmemek mümkün mü? Gerçekten de hiçbir savaşta Çanakkale’dekine
benzer bir savaş alanı bulunamaz.
Fakat Çanakkale Savaşı’na dair
tarihi ve bilimsel çalışmalara ne kadar önem verildiyse bu savaş alanına da o
kadar önem verilmiştir. Türkçe’de bu savaşa ilişkin derli toplu, anlaşılır bir
kitap yıllarca yazılamamıştır. Savaşla
ilgili kitaplar ya hatıra derlemeleri ya savaşa katılmış subayların muharebeler
sırasında yazdıkları raporlara dayanan kuru bir askeri dille yazılmış ya da okuyanı
bıktıracak denli sıkıcı tarihi
kitaplarıdır. Tarihsel bilgi üretimi eksikliği Gelibolu müzesine
aksetmiş ve bu bölge sadece şehitliklerin bulunduğu ve savaşa ait eserlerin
sergilendiği bir yer olmuştur.
Türkçe’de iki yıl önce bu savaşı
Türk ordusu açısından gayet derli toplu anlatan bir kitap yayınlanmıştır.
Gürsel Göncü ve Şahin Aldoğan tarafından benzeri görülmemiş bir yöntemle
savaş alanı santim santim gezilerek
yapılmış bir çalışma ile “Siperin Ardı Vatan” kitabı ülkemize kazandırılmıştır.
Yine aynı yazarlar tarafından bir “Gelibolu Savaş Alanları Gezi Rehberi”de
yayımlanmıştır. Bizce Türkiye’de çok önemli bir eksikliği dolduran bu iki kitap
Gelibolu Müzesinin geliştirilmesi için fırsatlar vermektedir.
AMAÇ
Bizce Gelibolu’ya bu yarımadanın
bir savaş alanı olduğunu bilerek gelen bir ziyaretçi savaş alanlarında gezerken
her bir koyda, tepede neler olduğunu merak ederek gelmektedir. Ancak karşısına
sadece şehitliklerden ibaret bir coğrafya çıkmaktadır. Okumaya meraklı biri
yukarda değindiğimiz sebepten dolayı bu savaş hakkında doğru dürüst bir okuma
yapma imkanı da bulamadığı için bu gezinti aslında eksik kalmaktadır. Bir
araştırma yapılsa Gelibolu’ya ilk defa
gelenlere neden geldikleri ve ne umdukları sorulsa bu tespitimin doğru
olduğu çıkar. Gelibolu’da hemen hemen hiçbir şekilde bu savaşa dair tatmin
edici bir bilgi yoktur. Oysa ki Gelibolu’yu gezenler her bir noktada savaşın
hangi aşamasının geçtiğini merak etmekte ve bir yerde o noktaya gelerek o
günleri yeniden canlandırmak istemektedir. Bu nedenle Gelibolu Müzesi üzerinde
yaşanan savaş hakkında tatmin edici düzeyde bir bilgilenme imkanı sunan bir
tarzda yeniden düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
ÖNERİLER
Gelibolu Müzesi ziyaretçileri
savaş hakkında anlamlı ve bütünlüklü bir şekilde bilgilendirme amaçlı
düzenlenmeli ve hem kapalı alanlar hem de açık alanlar bu amaca hizmet edecek
şekilde analitik bir şekilde planlanmalıdır.
Ziyaretçilere dört aşamalı bir
tur ile bilgilenme imkanı sunulmalıdır.
Birinci Aşama: Bu aşamada ziyaretçilere çok uzun olmayan bir belgesel ile savaşın
nedenleri, aşamaları, yarımadanın her bir noktasının bu aşamalardaki yeri ve
önemi, savaşan tarafların stratejileri, taktikleri, hataları vb.
anlatılmalıdır. Burada amaç birazdan savaş alanını gezecek ziyaretçiye gezeceği
bölgelerin savaş içindeki yerini tanımlamak olmalıdır.
İkinci Aşama: Bu aşama için Gelibolu yarımadasının üç
boyutlu bir haritası hazırlanmalı ve görsel olarak savaşı çağrıştıracak şekilde
düzenlenmelidir. Bu harita audio destekli olmalıdır. Şöyle ki ziyaretçi bir
kulaklık yardımı ile harita üzerinde bulunan yönlendirme ile istediği bir nokta
hakkında bilgi alabilmelidir. Öncelikle bir rehber yine birazdan yapılacak
geziye hazırlayacak tarzda yarımada ve savaşın aşamaları hakkında bilgi
verebilir. Bu bilgilendirmeden sonra ziyaretçiler bir süre serbest bırakılır.
İsteyenler şimdiki gibi savaş
hatıralarını gezebilirken isteyenlerde harita üzerinden daha derinlikli
inceleme yapmaya devam edebilirler. Dikkat edilecek nokta bu aşamada bir
rehberin bulunması ve ziyaretçilerin sorularını cevaplamaya hazır olmasıdır.
Üçüncü Aşama: İlk iki aşamada yeterince bilgi sahibi olan
ziyaretçi artık savaş alanını gezmeye hazırdır. Bu aşamada yine önceden
belirlenmiş bir rut ile Gelibolu’nun bütün stratejik çarpışmalarının yaşandığı
koylar, tepeler, yarlar gezilmelidir. Bu gezide üstü açık ve modern araçlar
kullanmalı ve rehberler geziye eşlik ederek her bir nokta hakkında bilgi
vermelidirler. Örneğin Anzak koyu gezilirken bu noktanın Anzak ordusunun ilk
çıkarma yaptığı nokta olduğu, saat kaçta çıktıkları , kaç kişi oldukları,
karşılarında hangi Türk birliği olduğu, hedeflerinin ne olduğu , nereye kadar
ilerledikleri nasıl ve hangi Türk birliği tarafından hangi noktada
durduruldukları anlatılmalıdır.
Dördüncü Aşama: Ne yapılırsa yapılsın bu aşamaya kadar
ziyaretçilere ancak toplu ve kısa bir bilgi verilebilinir. Bu nedenle
ziyaretçilere daha sonra savaş hakkında araştırma yapmalarına yardımcı olmak
amacı ile müzede savaşla ilgili zengin bir kitaplık ve dvd arşivi hizmeti
sunulmalıdır. İsteyenler bu kitapları ve filmleri satın alarak evlerinde okuma
ve izleme şansı yakalamalıdır.
Gelibolu’nun İngilizler ve
Avustralyalılar için önemi de düşünülerek müzede görevlendirilecek rehberlerin
bir kısmının İngiliz-Avustralya’lı olması ve bunların kendi hükümetlerinden
maaş alması sağlanabilir. Yani Gelibolu Müzesi uluslararası bir müze konseptine
uygun olarak tasarlanmalıdır. Her bir doküman ve yayının İngilizcesi de
bulunmalıdır.
Rehberlik Klavuzu
Müzede ne anlatılacağı ve nasıl
anlatılacağı ulaşılmak istenen hedefe
uygun olarak başından sonuna kadar planlanmalıdır. Yani bir Rehberlik Klavuzu
olmalıdır. Rehberlerin neyi nerde anlatacağına kadar her şey bu klavuz da
tanımlanmalıdır. Bu klavuzun hazırlanması bir uzmanlar kurulu tarafından
yapılmalı ve savaşla ilgili çalışmaları ile fark yaratan isimlerin bu kurula
katılması sağlanmalıdır.
Belgesel Film
Savaşla ilgili, örneklerini
History Channel ve National Geographic’de gördüğümüz tarzda kuvvetli bir
belgesel film hazırlanmalıdır. Belki de savaşın farklı yönlerini anlatan birkaç
film olmalıdır. Bu belgesel filmin hem uzun hem de kısa formatı olmalı , kısa
formatı müzede izletilirken uzun formatı satışa sunulmalıdır.
Üç Boyutlu Harita
Yukarda tarif etmeye çalıştığımız
şekilde Gelibolu’nun üç boyutlu haritası görsel olarak zenginleştirilerek
hazırlanmalıdır.
Tasarım ve Pazarlama
Bu müze uluslararası arenaya
açılacağı da unutulmadan her bir aşaması (müzenin iç dekorasyonu, harita, gezi
araçları vb.) bir tasarım ajansı ve kreatif yönetmen tarafından
tasarlanmalıdır. Şu an bizim aklımıza gelmeyen pek çok kreatif unsur böyle bir
ekip tarafından yapıya dahil edilir. Ve devamında bu müzenin hem yurtiçi hem de
yurtdışı tanıtımına yönelik olarak bir pazarlama planı yapılmalı ve bunun için
bir danışmanlık hizmeti alınmalıdır.
Geliştirme
Bu müzenin geliştirilmesinde
dünyada ki örnekler incelenmeli ve benchmarking yapılmalıdır. Bu çalışma ile
oldukça gelişkin bir müze tüm dünyanın ziyaretine açılmış olacaktır.
Sponsorluk
Böyle bir projenin hayata
geçirilmesi için ihtiyaç duyulacak finansal kaynak sadece devlet bütçesinden
karşılanmamalı sponsor desteği alınmalıdır. Kuvvetli bir pazarlama desteği ile
böyle bir destek çok rahatlıkla bulunacaktır. Yerli ve yabancı pek çok firmadan
destek alınabileceğine inanıyoruz.
Hazırlayan:
A.Faruk ŞENER
25.07.2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder