PAZARLAMA SIRLARI_1
BİR PAZAR NASIL ANALİZ EDİLİR?
Amerikalıların
pazarlamada ne kadar becerikli oldukları bilinir. Dünya markalarının çoğunluğu
Amerika’dan çıkmıştır. Pazarlama da başarıları artık kıtalararası boyuttadır.
Bu birikimin nerden geldiğini merak edenlere
daha 1925 yılında yazılmış aşağıdaki metne dikkatlerini vermelerini
önereceğim;
“Kişi(pazarlamacı) bir yol bulmalı ve ötekilerin tümünü safdışı bırakan
öneriyi yapmalıdır. Kalitede, hizmette ya da koşullarda avantajlar sunmalı veya
başkalarının ihmal ettiği gerçekleri sayarak görünüşte bir avantaj
yaratmalıdır. Bir adın ya da markanın bağırarak ilan edilmesi yeterli değildir.
İnsanların başkalarından değil sizden satınalmasını istemek işin doğasına
aykırıdır. İnsan rakibini, ötekilerin neler önerdiğini, insanların ne
istediğini bilmelidir. Avantajların
kendi tarafında olduğundan emin olmadan insanın bir savaş riskine girmesi
aptallıktır. Parasını dikkatli harcayan insanlar uzun süre aldatılamaz.
İnsanları nasıl yanınızda tutacağınızı kesinlikle görmeden, onları yanınıza
çekmek için para harcamayın. Ellerindeki kuruşları hesaplayan insanların
zekasını ve sahip oldukları bilgileri küçümsemeyin.”(Claude Hopkins;
Reklamcılık Yaşantım ve Bilimsel Reklamcılık;YKY;sy:66)
Claude Hopkins 90 yıl öncesinden
bir pazarın nasıl analiz edilmesi gerektiğine dair önemli ipuçları veriyor.
Çağdaş pazarlama sadece bu perspektifi derinleştirmiştir. Amerikalıların daha,
ticari kapitalizmin erken bir döneminde fark ettikleri bu gerçek halen
ülkemizde fark edilmemiştir. Bir çok örnek verebilirim ancak en iyi örnek MİO
deterjandır. Kayseri’li Hes grubuna ait olan MİO deterjan bir fabrika yatırımı
ile üretime başlamış ve 2000’li yılların başlarında da kuvvetli bir reklam
atağı yapmıştı. Ancak sonuç tam bir hüsrandı. Mio nerde hata yapmıştı?
Markasını “bağırarak ilan etmiş”, “avantajların kendi tarafında olduğunu
bilmeden savaş riskine girmiş”, “insanları
nasıl yanında tutacağını kesinlikle görmeden para harcamıştır”. Bugün internette Mio’nun sonuna ilişkin
haberleri bulabilirsiniz.
Eğer paranız bol ve harcamaktan
çekinmiyorsanız aynı yolu izleyebilirsiniz. Ancak günümüzde para kazanmanın ve
kar etmenin gerçekten zorlaştığı bir dönemi yaşıyoruz. Bugün iş kurmak, iş
geliştirmek ve kar elde etmek için daha rafine yöntemlere başvurmak zorundayız.
Pazar analizi Dışsal analiz ve
İçsel Analiz olarak iki aşamadan oluşur. İçsel analiz şirketin kendi performansını
tespit etmek için yapılır. Sözkonusu olan yeni bir şirket ise doğal olarak
varolan durumun tespiti yapılamayacaktır. Bu durumda dışsal analizden
başlayarak başarı için sahip olunması gerekli asgari yetkinlikler belirlenmeli
ve bunlara sahip olacak bir program yapılmalıdır. Ancak mevcut bir şirket için
bu çalışma yapılıyorsa ilk aşama
şirketin performansının analizidir. Bu aşamada karlılık, satışlar (ürün,
ambalaj, mevsim ve kanal bazında kırılımlar) müşteri memnuniyeti, satış kanalı
memnuniyeti, ürün kalitesi, çalışanların kapasitesi gibi konular analiz edilir.
İkinci aşamada analiz sonucuna göre
güçlü yanlar, zayıflıklar, yükümlülükler, engeller ve belirsizlikler tespit
edilir. Bu, göreceğiniz üzere SWOT analizinin bir kısmıdır. Genelde SWOT
analizi yapmış olmak için yapılır ve bir analiz çalışmasına dayanmaz. SWOT’tan
önce içsel analiz yapılarak buradan çıkan sonuçlara göre SWOT’a başlanmalıdır.
Aksi takdirde SWOT eksik kalacaktır.
Pazar Analizinin en önemli kısmı
dışsal analizdir. Claude Hopkins’in dediği gibi “İnsan rakibini, ötekilerin neler önerdiğini, insanların ne istediğini
bilmelidir”. Bunu ise dışsal analiz ile yapabiliriz. Dışsal analiz 4
boyutta gerçekleştirilir;
·
Müşteri Analizi
·
Rakip Analizi
·
Pazar/Sektör Analizi
·
Çevre Analizi
Bu boyutların hepsi analiz
edilmelidir. Ancak pratikte hepsinin stratejiye etkisi aynı oranda değildir. Çevre analizi dediğimiz
ekonomik, teknolojik ve yasal trendler daha makro düzeydedir. Kısa vadede çok
çabuk değişmezler. Bu nedenle diğer üç boyuta daha fazla ağırlık verilmesini
tavsiye ediyoruz.
Müşteri Analizi;
Müşteri analizi müşteri
segmentlerinin belirlenmesi, müşteri motivasyonlarının araştırılması ve
karşılanmamış ihtiyaçların belirlenmesi adımlarından oluşur. Müşteri
segmentasyonu sınırsız sayıda yapılabilir. Ancak hedef,
ürününüz/markanızla en alakalı müşteri
gruplarını bulmaktır. Diğer bir bakış açısı rakiplerinizin ilgi göstermediği
ama sizin yönelebileceğiniz müşterileri tespit etmektir. Segmentasyon için
profosyonel araştırma desteği de alınabilir. Ancak segmentasyon metodolojisini
öğrenerek bunu sizin yapmanızı tavsiye ederiz. En işlevsel segmentasyon metodu
ihtiyaç-fayda bazında yapılandır.
Ancak bunun için müşteri
motivasyonları araştırılmış olmalıdır. Motivasyon araştırmasında hedef hangi faydaların
müşterileri ürünü/markayı satın almaya teşvik ettiğini bulmaktır. Bu aşamada
müşterilerle alakalı faydaların tespiti devamında bunların müşteriler açısında
göreli önemlerinin belirlenmesi ve müşterilerin bu fayda gruplarına göre
tanımlanması gerekir.
Müşteri analizinin en heyecanlı
kısmı karşılanmamış ihtiyaçların araştırılmasıdır. Çünkü karşılanmamış
ihtiyaçlar pazarda atılım yapmak isteyen firmalara kuvvetli bir kaldıraç etkisi
verebilir. Eğer böyle bir karşılanmamış ihtiyaç bulabilirseniz işin yarısını
halletmiş olursunuz. Karşılanmamış ihtiyaçları ancak ve ancak müşterilerinizi
iyi tanıyarak bulabilirsiniz. Bunun için tüketici araştırmaları önem taşıdığı
gibi bununda ötesinde müşterilerinizi yakından gözleme fırsatları
yakalamalısınız. Müşterilerinizin ürün ve ürün grubu ile ilgili deneyim
alanlarını analiz ederek onlarda tatminsizlik yaratan veya problem oluşturan
bir unsur bulmalısınız. Birkaç unsur söz konusu ise mevcut ürün teklifleri ile
en çok tekrarlanan ve rahatsızlık şiddeti en yüksek olan probleme odaklanmanız gerekir.
Günümüz pazarlarında artık böyle
bir karşılanmamış ihtiyaç bulmak giderek zorlaşmaktadır. Fakat bu sizi
umutsuzluğa düşürmesin. Yaptığınız araştırmada bazı karşılanmamış ihtiyaçları
tespit etmiş ancak bunun üzerinde iş geliştirmeye çalışan firmalarında
varlığını görmüş olabilirsiniz. Bu aşamada bu rakipleri analiz ederek bir çıkış
yolu bulabilirsiniz. Eğer bu firma yerel ve küçük ölçekli bir firmaysa siz
ulusal çapta bir iş organize edebilirsiniz.
Bu konuda en güzel örnek
Toyota’nın Türkiye’ye giriş stratejisidir. O güne kadar varolan firmaların
servislerinde sürekli ve yoğun problem yaşayan Türk otomotiv müşterilerine
Toyota ilk defa yüksek kalitede servis hizmetini uygun fiyata vererek pazarda
talep yaratmıştır. Sadık bir müşteri tabanı kazanmış, servis kalitesi kulaktan
kulağa yayılarak ününü oturtmuştur. Yarattığı müşteri memnuniyeti o kadar
yüksekti ki geliri itibari ile daha üst
model alabilecek tüketiciler Toyota’dan vazgeçemediler.
Rakip Analizi;
Rakip analizi dışsal analizin
ikinci fazıdır. Hedefiniz müşteri
analizinden çıkan sonuçlarla ilişkilendirerek bir strateji geliştirmektir. Aynı
zamanda odaklanacağınız diğer bir konu sizin güçlü yanlarınıza kıyasla
rakiplerinizin zayıf yanlarıdır. Çünkü bunu istismar ederek kullanacaksınız.
Sizin zayıf yanlarınız ve rakibinizin güçlü yanlarını ise nötralize etmeye
çalışacaksınız. Bu çok önemlidir. İleride değineceğiz.
Rakip analizinde ilk aşama
rakiplerin belirlenmesidir. Bu aşamada rekabete daha geniş bir perspektiften
bakmanız gerekir. Sadece sizinle aynı ürünü üreten rakiplere değil ürününüzü
ikame eden ürünleri üreten rakiplere de odaklanmalısınız. Birinci gruba
doğrudan rakipler ikinci gruba dolaylı rakipler denir. Örneğin Coca Cola için
doğrudan rakipler pepsi ve cola turca iken, dolaylı rakipler sıcak ve soğuk tüm
içecek üreticileridir. Dolaylı rakipler aynı zamanda potansiyel büyüme fırsatları
anlamına gelir.
Rakip analizinde aşağıdaki
soruları cevaplamanız gerekir?
·
Rakiplerin hedefleri
ve stratejileri nedir?
·
Ürün/üretim
maliyetleri nedir? Maliyet avantajına sahipler mi?
·
İmajları ve
konumları nedir?
·
En başarılı ve en
başarısız rakipler kimler? Neden?
·
Her bir rakibin
(dolaylı ve doğrudan) güçlü ve zayıf yanları nelerdir?
·
Ölçekleri,
karlılıkları, gelişimleri nasıl?
·
Organizasyonları ve
kurumsal geçmişleri, kurumsal tecrübeleri?
Rakiplerinizin güçlü ve zayıf
yanlarının tespit edilmesi yeterli değildir. Doğrusu bunların bir listesinin
çıkarılmasıdır. Güçlü ve zayıf yanların tespitinde yardımcı olacak bir rehberi
aşağıda veriyoruz.
·
İnnovasyon
Yetenekleri
·
Üretim
·
Finans
·
Yönetim
·
Pazarlama&Satış
·
Müşteri İlişkileri
Bu çalışmadan sonra güçlü ve
zayıf yanların bir değerlendirmesini yapmalısınız. Rakiplerinizin güçlü ve
zayıf yanları bilgisi size takip
edebileceğiniz strateji seçenekleri sunacaktır.
Sektör/Pazar Analizi;
Müşteri
analizi ve rakip analizinden sonra stratejinize ışık tutacak üçüncü faz Sektör/Pazar
analizidir. Sektörünüzün dinamikleri, büyüklüğü, 5-10 yıllık sürelerde
pazardaki büyüme trendlerinin
anlaşılması gerekir. Bu bilgi ile hedeflerinizi (Pazar payı, karlılık
vb) rakamsal düzeyde belirler ve yatırım kararlarınıza yön verebilirsiniz.
Sektöre mümkün olduğunca derin ve geniş bir şekilde yaklaşılmaldır. Sektörün büyüklüğü hem
miktar hem ciro olarak önemlidir. Ama bu cironun satış kanalları bazında ve
(varsa) ambalaj boyutları, ürün kompozisyonu ve ürün portföyüne göre dağılımı
daha da önemlidir.
Pazarın alt
bölümlerinin olup olmadığına dikkat edilmelidir. Bu bölümlemeyi sizde
yapabilirsiniz. Önemli olan size bir seçenek sunmasıdır.
Pazarın
potansiyel karlılığı hem toplamda hem de alt bölümleri bazında hesaplanmalıdır. Bu bilgiyi içsel analizden elde edeceğiniz
bilgilerle kıyaslayacaksınız.
Sektörün
cazibesi veya cazip olan bölümlerinin anlaşılması önemlidir. Bu bilgi
belirttiğimiz üzere yatırım kararlarınıza yön verecektir.
Aynı şekilde
pazarın dinamikleri de çözümlenmelidir. Her pazarın kendine özgü bir dinamiği
ve karakteristiği vardır. Pazar bölümleri, kritik başarı faktörleri, trendleri,
tehditleri ve fırsatları ve belirsizlikleri her sektörde farklı şekilde tezahür
eder. Bu süreçlere gerçekten hakim olmadan karar verilmemelidir. Çoğunlukla
başarınız bu verileri nasıl yorumladığınıza ve değerlendirdiğinize bağlı
olacaktır.
Eğer kritik
başarı faktörleri içinde stratejik bir zayıflığınız varsa ve bunu nötralize
edemiyorsanız rekabet kapasiteniz ciddi anlamda yara alacaktır. Büyük
olasılıkla da işinizde başarılı olamayacaksınız. Eğer bu konuda bir zayıflık
tespit ettiyseniz bu alana “ağırlık merkezi” olarak yaklaşmanızı tavsiye
ederiz.
Çevre Analizi;
Başta
belirttiğimiz üzere çevre analizi kısa vade de işinize etkileri sınırlı
olacaktır. Önemli olmakla birlikte pratikte çok genel tespitlerden öteye
geçilememektedir. Ve her sektörde aynı oranda
etkili değildir.
Ülkemizde
devletin vergi politikalarının doğrudan etkisi altında olan sektörlerde
(akaryakıt, alkollü içecekler vb), makroekonomik trendler ve devlet
politikalarının takibi önemlidir. Aynı şekilde teknolojiyle alakalı bir sektör
için bilgisayar ve telekomünikasyon teknolojisinde ki trendler önem kazanır.
Çevre
analizinin işimize etkilerinin tespiti
müşteri, rakip ve sektör analizinden daha kolaydır. Somut etkiler söz
konusudur. Yeter ki takip edilsin.
Çevre
Analizinde takip edilecek trendler için bir rehber aşağıda verilmiştir.
·
Teknolojik
gelişmeler (Ör;elektrikli motorlar ve akıllı telefonlar)
·
Tüketici Trendleri
(sağlıklı yaşam arzusu, genç nüfus veya yaşlı nüfus oranının artması, yeşil
ekonomi vb)
·
Ekonomik ve Yasal
Gelişmeler (Faiz oranları, cari açık, vergi politikaları ve devletin
düzenleyici kuralları)
Tabi bu
analizleri artık günümüz dünyasında ulusal değil küresel ölçekte yapılması
gerekiyor. Sadece kendi sınırlarımız içine gömülerek iş yaparsak dış dünyadan
gelen tehditleri (ve fırsatları) göremeyiz. Tabi rekabeti de küresel ölçekte tanımlamamız
gerektiğini gösteriyor.
Dışsal Analiz ve SWOT Analizi
Dışsal
analizden sonra artık SWOT analizini çok daha kuvvetli bir şekilde
yapabilirsiniz. Dışsal analiz bize SWOT’un ikinci kısmını (OT) yani fırsatlar
ve tehditleri verir. İyi bir dışsal analiz yapmadan OT tespit edilirse objektif
sonuçlara ulaşılamayacak ve eksik
kalacaktır.
Bu bölümü yine Claude Hopkins’ten
bir alıntı ile bitireceğiz. “Alıcıların ne düşündüğü ve neyi istemeye başladığı
bilinmelidir. Kazanan eğilimde başta olabilmek için kişi eğilimleri bilmelidir.”(sy;93)
İçsel Analiz,
İçsel analiz dışsal
analize göre daha kolaydır. Çünkü söz konusu olan sizin şirketiniz ve
faaliyetleridir. Şirketinizle ilgili her türlü bilgiye kolaylıkla
ulaşabilirsiniz.
Tabi bu şirketinizde bilişim sistemlerini etkin bir
şekilde kullanıldığı varsayımı ile geçerlidir. Ancak ne yazık ki hala bir
önceki yılın satışlarını görmekten aciz şirketler olduğunu da biliyoruz. Bu
durumda herşeyi bir kenara bırakın bir bilgi işlemci alarak bilişim yönetim
sistemi kurun.
İçsel analizde
iki kritik konu vardır. Birincisi şirketinizin pazara göre nerde olduğudur.
Örneğin pazarın hangi kesiminde yoğunlaştığınız, katma değerli Pazar kesiminde
yer alıp almadığınız, pazardaki payınız gibi konular öne çıkar. İkincisi
rakiplerinize göre nerde olduğunuzun tespit edilmesidir.
Birinci konuyu
satışlarınızı ve karlılığınızı analiz ederek anlayabilirsiniz. Satışlarınızın
ürünler, bölgeler, bayiler bazında dağılımı, karlı ürünlerin satış içindeki
oranı gibi bilgiler önemli ipuçları verir. Bu değerlendirme ile pazara kıyasla
güçlü, zayıf ve geliştirilmesi gereken alanlarınız belirlenmiş olur.
İkinci konu
şirketinizin ürün/markanın rakiplere göre durumu belirlenir. Müşteri
memnuniyeti, marka bağlılığı, reel ve algılanan kalite, maliyet yapıları,
innovasyon yeteneği, işbirlikleri gibi konulara bakılarak karlılığın ve
satışların ötesine geçilmelidir.
Bu analiz
gireceğiniz Pazar mücadelesinde siz size zayıf ve güçlü yanlarınızı
gösterecektir. Daha önce belirttiğimiz gibi SWOT’ta SW
içsel analizin çıktısıdır.
Analiz’den
Stratejiye veya Ağırlık Merkezi Konsepti;
Peki bu
çalışmalar sizi nereye götürecek? Bunu cevaplamadan önce benim askeri
stratejiden aldığım bir terimi aktaracağım; Ağırlık Merkezi. Ağırlık Merkezi
savaşta neyi etki altına alırsam başarıya ulaşabilirim sorusunun cevabıdır.
Ağırlık Merkezi kavramını terminolojiye kazandıran Clausewitz devamında şunu
diyor; “planlayıcı muharip her iki tarafın egemen karakteristiklerini kafasında
tutmalıdır. Bu karakteristiklerden, her şeyin bağlı olduğu, tüm güçlerin ve
hareketlerin merkezi olan bir ağırlık merkezi gelişir. İşte bu nokta tüm
enerjimizin yönlendirilmesi gerektiği noktadır.”
Sanırım
açıklayıcı olmuştur. Siz hem kendinizin hem rakiplerinizin tüm karakteristik
özelliklerini değerlendirdiğinizde işinizi geliştirecek ( pazara girmeniz veya
pazarda güçlenmeniz için) bir sıçrama noktası (ağırlık merkezi) belirecektir.
Bu sıçrama noktası rakiplerinizin stratejik bir zayıflığı, bir müşteri problemi
veya karşılanmamış ihtiyaçlar olabilir. Bir sıçrama noktası (ağırlık merkezi)
belirdiğinde artık bunun üzerinden bir pazarlama planı ve fonksiyonel
programlar yapabilirsiniz.
Yalnız bu
işi iyi yapabilmek için çalışma sonuçları raporların üzerinde kalmamalı sizin
ve yönetim ekibiniz tarafından ciddi anlamda sindirilmesi gerekir. Ve inanın
bana yeterince odaklandığınızda bu sıçrama noktası yavaş yavaş gözünüzün önünde
canlanmaya başlayacaktır.