Son dönemde biz pazarlamacıların
ilgisiz kalamayacağı birkaç reklam yayınlandı. Sırayla bu reklamların
arkasındaki stratejiler üzerine yorumlarımı paylaşacağım.
Aras Tahsilatlı:
Aras Kargo’nun Aras Tahsilatlı
reklamını görünce nutkum tutuldu diyebilirim. Çok yaratıcı bir hizmetin
reklamını görünce aklımdan geçen “bunuda
mı yaptılar” oldu. İnternetin ve e-ticaretin çok geliştiği günümüzde bir e-ticaret
sitesi altında organize olamamış binlerce üreticiyi tüketicileri ile buluşturacak
bir çözümdü karşımdaki. Diyelimki İstanbul’da yaşıyorsunuz ve Gemlik’teki
bir zeytinciden zeytin veya
Ezine’deki peynir üreticisinden peynir
almak istiyorsunuz. İnternet üzerinden bu üreticilere rahatlıkla ulaşmakla
birlikte siparişi verebilmek için
ödemesini banka ile yapmanız gerekir. Ancak içinizdeki şüphe nedeni ile yani parayı
gönderince ürünü alıp almayacağınıza dair kuşkularınızdan dolayı siparişi
vermiyorsunuz. Sonuçta siz istediğiniz bir yöresel ürünü tüketemiyor üreticide
ürünlerini satamamış oluyor. Aras tahsilatlı bu türden binlerce küçük
üreticinin yeni tüketicileri ile buluşmasının platformu olacaktır. Güvenilir
bir kuruluş olarak her iki taraf arasında aracılık yapacaktır. Aras Kargo
açısından ise yeni bir müşteri segmentasyonu yapmak, hiç ulaşılamamış müşterilere ulaşarak iş hacmini geliştirmek,
rakiplerden farklılaşmak gibi pek çok pazarlama faydası söz konusudur. Aras’ın bu hizmeti kanımca yılın pazarlama
innovasyonu ödülüne aday olacaktır.
Torku;
Son yıllarda değişik pazarlara
çok hızlı giren Torku’nun Banada reklamı yayımlandı. Yaptığı uygulamalar ile
çağdaş pazarlama tekniklerinden uzak durduğunu gördüğümüz Torku bu reklamı ile
bunu bir kez daha gösterdi. Torku, reklamında müziği ve görselleri ile bir
Osmanlı rüzgarı estiriyor. Fakat eğer çikolatalı fındık kremasının hedef
tüketicisi çocuklar ise bu Osmanlı izlenimlerinin çocuklarla ne ilgisi var? Hedef
tüketici çocuklar değilse kimdir? Bu ürün Osmanlının bir mirası mıdır? Markanın
kimlik ve kişilik ögeleri nedir ve Osmanlı esintisi bunun neresindedir. Bu vb.
soruları arttırmak mümkün. Eğer Osmanlı geçmişimize değinmek ve günümüzle bir
bağlantı kurulmak isteniyorsa hiç olmazsa mantıklı bir bağlam kurulmalıydı.
Örneğin şöyle olabilirdi; “Osmanlı ordusunun yeniçerileri çocukluklarından
itibaren her sabah fındık kreması yerlerdi. Yeniçerileri savaşta güçlü ve
yenilmez kılan bu fındık kremasıydı.” Vb. Hikaye değişebilir. Önemli olan
reklamınızın markanız ve ürününüzle ilgili tutarlı çağrışımlar oluşturmasıdır.
Yoksa onca parayı çöpe atmış olursunuz.
Tedi;
Tat, Tedi ile mükemmel bir yeni marka yaratma örneği
göstermiştir. Meyvu suyu, büyüklerle birlikte çocuklarında içtiği bir üründür.
Sofrada arzu edilirse içilen ve gençlik yaşlarına yaklaştıkça tüketilen bir
içecekti. Ancak Tedi ilk defa hedef tüketicisi (target audience) çocuklar olan
bir marka çıkardı. Meyve suyunda şimdiye kadar hiçbir markanın hedeflemediği
bir segmenti hedefledi. Reklamdan marka
kimliğinin çocuklara göre tasarlandığını anlıyoruz. Ürün gamıda çocuklara göre
hazırlanmış; 200 ml karton ve 300 ml cam şişeler. Başından sonuna kadar iyi
düşünülmüş , iyi çalışılmış bir marka.
Marshall ve Dyo;
Önce Marshall hemen arkasından Dyo bir reklam kampanyası
yaptı. Marshall reklamında kolay sürülebilirlik ve kolay temizlenebilirlik
mesajlarını öne çıkararak markanın vaadini netleştirdi. Buna karşın Dyo reklamı
güzel ve keyifle izlenen bir reklam olmakla birlikte markaya ve ürüne dair
hiçbir şey söylemeyen yani bir vaat içermeyen bir reklam olarak kaldı. Marshall
ve Dyo strateji içeren ve içermeyen reklamlara örnek olarak literatüre geçmiş
oldu.
Kıssadan Hisse; Reklamda güzelliğin ve sübjektif beğeninin
ötesinde önemli olan unsurlar vardır. Bu bir TV reklamı da olabilir bir
broşürde. Reklamın bir stratejiye sahip olması(Marshall), hedef tüketicisi ile
uyumlu olması (Tedi), bir vaat içermesi (Marshall ve Aras) ve markayla
ilgili (ürün ve hedef tüketicisine uyan)
pozitif çağrışımlar oluşturması gerekir. Eğer
bir reklam bu özellikleri barındırmıyorsa bütçenin işe yaramayan kısmını
oluşturacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder