Sherlock
Holmes’un suç vakalarını çözmede
kullandığı metot okuyucularını hayran bırakır. Küçük detaylarla başladığı,
gözlem ve sentezlerle devam eden sorgulama süreci ile her vakayı
aydınlatabilmektedir. Örnekleri kitaplarında bolca vardır. Fakat “Dörtlerin
İmzası” öyküsü analitik düşünme metodunu anlamak için birebirdir. Meraklıları
mutlaka okumalıdır.
Başlangıç
Pazarlama
stratejisi geliştirmenin özü müşteriye değer sunan farklılaştırıcı bir fikrin
rekabetçi bir bakış açısı ile bulunmasıdır. J.Trout ve A.Ries “Aşağıdan
Yukarıya Pazarlama” kitabında “Ne arıyorsunuz?” Diye sorarlar ve şu cevabı
verirler: “Aradığınız bir bakış açısı, bir perspektiftir. Bir gerçek, bir
düşünce, bir fikir, bir konsept, bir kanıdır aradığınız ve bu rakiplerinizin
sahip olduklarıyla çelişen bir şey olmalıdır.”(sy:26-27). Özellikle iş marka konumlandırması olduğunda
ürüne özgü olan, müşteriyi harekete geçirecek ve rakiplerden ayrışan bir önermenin
bulunması bütün çabanın odağıdır. Bunu
yazmak ve söylemek kolay ancak yapmak zordur.
Çünkü
bunu yapabilmek için öncelikle çağdaş pazarlama teorisine hakim olmak, pazara
ilişkin somut gözlemler yaparak bilgi toplayabilmek, pazara ilişkin her türlü
veriyi değerlendirebilmek ve bu ikisini sentezleyerek anlamlı hipotezler
geliştirebilmek gerekir. Elde bulunan verileri değerlendirerek sizi sonuca
götürecek olanları belirleyerek, diğerlerini ayıklamak ve anlamlı hipotezler
geliştirebilmek için analitik düşünme yöntemini
kullanmak zorunludur.
Analitik Düşünme
Analitik
düşünme yönteminin ne olduğuna dair bilgiler Mahfi Eğilmez’in önerdiği
kitaplarda bulunmaktadır. Bana göre analitik düşünme elde edilen bilgi ve
verileri teorik bir çerçeve içinde değerlendirerek, sınayarak, karşılaştırarak hipotezler
geliştirme sürecidir. Dolayısı ile analitik düşünme için (çalışılan) konuyla ilgili teorik bilgilere
hakim olmak önemlidir. Teorik bir çerçeve olmadan verileri değerlendirebilmek
imkansızdır. Aynı veri ve bilgi kümesine bakarak anlamlı bir sonuç çıkaranla
çıkaramayan arasındaki fark, bu teorik çerçeveye hakimiyettir. Örneğin iktisat
teorisini bilmeyen birisi için döviz kurundaki ani artışlar veya FED’in faiz
arttırma politikası hiçbir şey ifade etmezken, bilen birisi için bu veriler çok
önemli olabilecektir. (İktisadı bilmeyen birisi “döviz artışından bana ne ben
maaşımı lira olarak alıyorum” derken iktisadı bilen birisi bu artışın
maliyetleri arttırarak maliyet enflasyonunu etkileyebileceğini ve bununda
gelirleri eriteceğini bilir.)
Analitik
düşünme, veri ve bilgileri teorik bir çerçevenin ışığında soyutlama,
tümdengelim ve tümevarım yöntemlerini kullanarak gerçekleştirilir. Ancak bu üç
yöntemin nasıl kullanılacağını öğrenmek mümkün mü bilemiyorum. Çünkü yapılan
zihinsel bir işlemdir ve zihinde gerçekleştirilir. Kişisel deneyimim matematik
eğitiminin analitik düşünmenin temeli olduğudur. Bu nedenle mühendis kökenli
pazarlamacıların stratejist yönleri daha kuvvetlidir. Aynı şekilde
mühendislerin kreatif yönlerinin daha zayıf olduğunu da söyleyebiliriz.
Çağdaş
pazarlamanın kökenlerini Philip Kotler’in son şeklini verdiği 4 P yaklaşımı,
Thedor Lewit’in “Marketing Myopia” yazısı, J.Trout ve A.Ries’ın konumlandırma
konsepti (ve bunu tamamlayan “Pazarlamanın 22 Kuralı”) ve D.Aaker’ın marka kimlik modeli oluşturur. Bu
yazarlara hakim olmadan marka stratejisti olmak mümkün değildir. Bu teoriler,
marka stratejistinin Sherlock Holmes’un “beynin çatı katı” dediği şeyin temel
içeriğini oluşturuyor.
Beynin
Çatı Katı
Bu
kavram Sherlock Holmese ait. Kızıl Dosya’da
kopernik olayının hemen ardında Watson’a şöyle diyor: “İnsan beynini aslen
küçük, boş bir çatı katı olarak düşünüyorum. Ve burayı mobilyalarla doldurmakta
özgürsün.” (Maria Konnikova “Mastermind,Sherlock Homes Gibi Düşünmek” sy:32). Çatı
katı sonuçta bir benzetmedir. Derdimizi anlama ve anlatmada kullanabileceğimiz
iyi bir metafordur. Maria Konnikova çatı katını ikiye ayırıyor: Yapı ve İçerik.
“Çatının yapısını oluşturan, beynimizin işleyişi: Bilgiyi nasıl aldığı. Aldığı
bilgiyi nasıl işlediği ve bu bilgiyi gelecek için nasıl ayıklayıp depoladığı. Ve bu bilgileri, hali hazırda
çatı katında mevcut olan bilgilerle
nasıl pekiştirdiği veya pekiştirmediği.”
M.Konnikova her çatı katının birbirinden farklı ve kendi özel
sınırlarına tabi olduğunu belirterek devam ediyor. “Fakat bu sınırlar dahilinde
, ona yaklaşım şeklimize bağlı olarak binbir çeşit konfigürasyonu içinde
barındırabiliriz”(sy:33) İlgi alanlarımız, mesleklerimiz vb. bu çatı katının
nasıl farklılaştığını ele veriyor. Bu çerçevede
bir avukatın çatı katı ile bir mühendisin çatı katının farklı olduğunu
belirleyebiliriz.
“Öte
yandan çatı katının içeriği, dünyadan aldığımız ve hayatlarımızda
deneyimlediğimiz şeylerden ibarettir. Anılarımız. Geçmişimiz. Bilgi
dağarcığımızın temeli…” (M.Konnikova sy:33) Dolayısı ile aldığımız eğitimler, bilgiler
ve deneyimlerin çatı katının içeriğini oluşturduğunu söyleyebiliriz. Yukarda
işaret ettiğim teorik çerçeve bir markacı beyninin çatı katı için
vazgeçilmezdir. Ancak markacının ihtiyaç duyduğu içerik bunlardan ibaret
değildir. İyi bir markacı beynini diğerlerinden ayıran şey çatı katının
içindekilerdir. Bu nedenle çatı katının hangi “mobilyalarla” doldurulduğu çok
önemlidir. Bu konuya ayrıca geleceğiz.
Sherlock
Holmes Marka Yöneticisi Olsaydı
Bir
marka yöneticisi, Sherlock Holmes’ün bir vakayı çözme sürecini işinde
kullanırsa ne yapardı? Ya da Sherlock Holmes bir marka yöneticisi olsaydı nasıl
çalışırdı? İşte bir uygulama rehberi;
Gözlem ve Tespit: Analitik metot en
basit sıradan şeyle başlar: gözlem. Fakat bunun için gerek ve yeter şart, neyin
gözlemleneceği ve nasıl gözlemleneceğinin bilinmesidir. Bir markayla ilgili kararlar vermeden önce
zemin koşulları anlaşılmalıdır. “Holmes’un soruşturma kurgusunun merkezini “temel”
olarak adlandırması boşuna değil; Bir şeyin en temelde nasıl işlediği ve onu o
yapan şeyin ne olduğu.” (Maria Konnikova “Mastermind,Sherlock Homes Gibi
Düşünmek” sy:17) Bizim için nasıl işlediğini anlamamız gereken o “temel şey” Pazar
dinamikleridir. Bu Pazar dinamikleri ise birden fazla yapı taşı ve elemandan
oluşur. Bu elemanların bir listesi aşağıdadır.
· Tüketici
davranışları, beklentileri
· Rakip
özellikleri ve faaliyetleri
· Ürün
performansı
· Fiyat
· Dağıtım
kanalı yapısı, özellikleri vb.
Bu
aşamada hedef, her bir elemanı anlamak ama daha önemlisi diğer elemanlarla
ilişkileri içerisinde anlamaktır. Bu çabanın sonucunda Pazar dinamikleri büyük
bir resim içinde görünür hale gelecektir. Her bir elemanı ayrı ayrı ve büyük
resmin toplamı ve bu resim içindeki ilişkiler görülünceye kadar bu çalışma
devam ettirilmelidir.
Analiz: Bu aşamada elemanların
her biri hakkında topladığınız bilgiler (gözlem, araştırmalar, mülakatlar, raporlar
vb. ile) en basit yapı taşına kadar irdelenmelidir. Bu irdeleme ile elinizdeki
konunun temel doğası anlaşılır olacak ve
çözmeye çalıştığınız problemin gerçekleri ve ana hatları kavranacaktır.
Konuyu, ne kadar karmaşık olursa olsun zihninizde mümkün olduğunca spesifik bir
şekilde tanımlamanız ve formüle etmeniz gerekir.
Hipotez geliştirme:
İlk iki aşamadan sonra artık hipotez geliştirme aşamasına geçebilirsiniz.
Gözlem ve analiz kısımları ne kadar iyi yapılırsa hipotezleriniz o kadar
kuvvetli olur. Hipotezler rastgele geliştirilmemelidir. “Potansiyel senaryo ve
açıklamalarınızın hepsi, ilk başta kurduğunuz bilgi ve gözlem temelinden
gelir.” (Maria Konnikova
“Mastermind,Sherlock Homes Gibi Düşünmek” sy:19) Elinizde mutlaka birden
fazla hipotez olmalıdır. Devamında bu hipotezler test edilmeli, sınanmalı ve
problemin çözümü için hakiki gerçek olabilecek tek bir cevap kalana kadar tek
tek elenmelidir.
Kısacası
Sherlock Holmes’un kullandığı ve analitik (bilimsel) metot dediğimiz şey şudur:
“Problemi anlayın ve çerçevelendirin; gözlemleyin; hipotezinizi geliştirin (ya
da hayal edin); test edin ve çıkarım yapın; tekrar edin” (Maria Konnikova “Mastermind,
Sherlock Homes Gibi Düşünmek” sy:20)
Sherlock Holmes şöyle diyor: “Gözlemci bir
adam, önüne çıkan her şeyi hatasız ve sistematik bir şekilde incelediğinde ne
kadar çok şey öğrenebilir?” (Maria Konnikova “Mastermind, Sherlock Homes Gibi Düşünmek”
sy:20) Holmes hiçbir düşünceyi olduğu gibi kabul etmez. “Bir mantıkçı, bir
damla sudan yola çıkarak, görmese de, duymasa da , Atlantik’in ya da
Niagara’nın var olduğu sonucuna ulaşabilir” (Maria
Konnikova “Mastermind, Sherlock Homes
Gibi Düşünmek” sy:20) Diğer bir ifade ile bir marka yöneticisi var olan
bilgi tabanı (beynindeki çatı katının yapı ve içeriği) sayesinde, gözlemlerini
kullanarak başkalarına anlamsız görünen olgulardan anlam çıkarabilir ve
stratejiler geliştirebilir. Yapılacak her gözlem, her egzersiz, en küçük bir
bulgudan çıkarılacak basit bir sonuç marka yöneticisinin strateji geliştirme
yeteneğini güçlendirecektir.
Sherlock Holmes Gibi
Olmak
Bütün
bunlar kulağa hoş geliyor. Ancak nereden başlamalı? Sürekli bilimsel
düşüneceksin, ilgilendiğin konuya her zaman dikkatini verip onu en küçük bileşenlerine
ayıracaksın, varsayımlarda bulunacak, çıkarımlar yapacaksın ve kim bilir daha
nelerle uğraşacaksın.
Bu
süreç kendiliğinden olmaz. Öncelikle böyle düşünmek ve çalışmak için istekli
olmak gerekiyor. Markalar dünyasına tutkuyla meraklı olmak, bu dünyaya ait her
şeyi anlamak, bilmek ve bildiklerini zihinde tutmak için gerekli motivasyona ve
dikkate sahip olmak gerekiyor. Sherlock Holmes’un “çatı katında hiçbir bilgi
kaybolmuyor. O, bu detayların önemli olduğuna dair bilinçli bir karar vermiş.
Ve bu karar, sırası gelince nerede, ne zaman ve neyi hatırlayacağını da
etkilemiş.” (Maria Konnikova “Mastermind, Sherlock Homes Gibi Düşünmek”
sy:36)
Dolayısı
ile bir markacı, beyninin çatı katını
mobilyalarla doldururken dikkatli seçimlerde bulunmalıdır. Bir
markacının beynini, yapı olarak tüm yönleri ile birebir aynı olduğu diğer beyinlerden ayıran şey çatı katının
içindekilerdir. Holmes, bir polis dedektifinin geçmişindeki bütün vakaları,
hatta ilk bakışta önemsiz görünenleri bile hatırlaması gerektiğini düşünüyor.
Benzer şekilde bir markacıda çatı katı
için seçeceği mobilyalarda geçmişteki ve güncel marka vakalarına öncelik
vermelidir. Bunun için bir rehber aşağıda verilmiştir;
· Çatı
Katının yapısını ve içeriğini oluşturmak için yukarda isimlerini verdiğimiz
yazarlar okunmalıdır. Ancak kast ettiğimiz bir defalık yapılan okumalar
değildir. Derinliğine, tekrar tekrar yapılan okumalardır. Kitaplardaki teorik
çerçevenin reel pazarlama pratiği ile kıyaslayarak yapılacak okumalar çok
faydalı olacaktır. Size tavsiyem bu kitaplardaki tezleri bütün gücünüzle
çürütmeye çalışın. Takii çürütemeyecek bir hale gelinceye kadar.
· Yurtdışındaki
marka vakaları, pazarlama savaşları incelenmeli dikkatlice etüt edilmelidir.
· Görsel
ve Yazılı Basında Reklamların Takibi: Her gün TV, gazete ve dergilerde görülen
reklamlar özel bir dikkatle takip edilmelidir. Bu reklamlar en büyük hazine
kaynağınızdır. Her reklamın arkasındaki stratejiyi çözmeye çalışmalısınız. Her
reklamı temel marka kavramları(hedef kitle, değer önerisi, marka konumu,
rakipleri vb) ile etüt etmeniz hakimiyetinizi geliştirecektir. Günümüzde artık
her reklamı internetten bilgisayara indirmek
mümkün. İndirdiğiniz reklamları bilgisayarınızda segmente etmenin
faydası büyüktür. Yazılı basındaki reklamları eskiden keserek biriktirirdik.
(Böyle oluşturduğum 3-4 dosyayı ne yazık ki bir tarihte atmak zorunda kaldım).
Ancak şimdi akıllı telefonlar ile basın reklamlarının fotoğraflarını çekerek
bilgisayarınızda saklayabilirsiniz.
· Market
Ziyareti: Kişisel alışverişleriniz dahi çatı katınızı doldurmak için muazzam
bir fırsattır. Marketlerde sadece ihtiyacınız olan ürünlerin değil hemen her
reyonu gezmelisiniz. Özellikle hafta sonları markaların aktivite zamanlarıdır.
Ürün tadımları vb. genelde hafta sonu yapılır. Marketlerdeki reyonların yanı
sıra her çeşit POP malzemesi, gondol vb. size fikir verecektir. Özellikle
promosyon örneklerinin fotoğraflarını
çekin. Zamanla elinizde eşsiz bir
malzeme birikecektir.
· AVM
Gezileri: Bir markacı AVM’leri elini kolunu sallayarak gezmemelidir.
Mağazaların vitrinleri, sergiledikleri ürünler, mağaza dekorasyonları, mağaza
çeşitleri vb. dikkatle incelenmelidir. Mağazalarda yapılan yeni ürün ilanları,
afişleri, ürün sergilemeleri çatı katınız için önemli malzemeler temin
edecektir.
Sonuç
Eğer
markalar dünyasına yeterince odaklandıysanız zamanla algıda seçicilik devreye
girecek ve gözlem yapmayı huy edineceksiniz. Farkında olmadan beyniniz
çevrenizdeki her şeyi değerlendirerek sizi doğru gözlemlere yöneltecektir.
Yaptığınız her gözlem, inceleme ve etüt çatı katınızı daha yeni mobilyalarla
donatacak ve ileride yapacağınız stratejik çalışmaların alt yapısını
oluşturacaktır. Yapacağınız ger gözlem, her egzersiz sizi en zor marka
çalışmalarına hazırlayacaktır. Zamanla diğerlerinin asla göremediği şeyleri
görmeye, deneyimsiz bir göze hiçbir şey ifade etmeyen şablonları bir bakışta
çözmeye, detayları bir bütünün parçası olarak görüp sap ile samanı ayrıt etmeye
başlayacaksınız.
*Bu yazıyla birlikte şu kitapların okunmasını tavsiye
ederim; J.Trout/A.Ries “Aşağıdan
yukarıya Pazarlama” ve Maria Konnikova “Mastermind,Sherlock Homes Gibi
Düşünmek”