Ekonomik Durgunluk
Aşağıdaki grafikte yılın ilk yarısında 2015’in üstünde seyreden sanayi
üretimi endeksinin son aylarda
gerilemeye başladığını görüyoruz (kaynak: http://mustafasonmez.net/).
Özellikle temmuz ayındaki sert iniş dikkat çekici. Ağustos ayında biraz
toparlanır gibi olan endeks eylül ayında yine aşağıya düşmüş durumda. İkinci
grafikte ise dayanıklı tüketim malları sanayindeki düşüşü görüyoruz. Temmuz ayındaki
düşüşten sonraki en sert düşüş eylül ayında yaşanmış.
Şu tabloda da belli başlı sektörlerdeki eylül ayına ait gerilemeler
görülüyor. Medya-matbaa, mobilya imalatı ve metal ürünleri imalatı en yüksek
gerilemeyi yaşamış. Az veya çok her sektörde gerilemeden payını almış durumda.
2016’nın son iki ayında
da büyümenin düşük çıkacağı ve bu oranın yıllık büyüme oranını da aşağıya
çekeceği tahmin edilmektedir.
Sanayi üretimindeki aşağıya doğru süren bu eğilimi iş dünyası reel
pratiğinde hissetmekte, yaşamaktadır. İş dünyasının ortak eğilimi şu anda “bekle-gör-izle” olarak
tanımlayabiliriz. Şirketler mevcut durumlarını korumak, yeni yatırımlara
girişmemek, bütçelerini kısmak, para batırmamak, bazı kritik olamayan mal ve
hizmet alımlarını ertelemek gibi eğilimler içindedir. Danışmanlığını yaptığım
firmalarda da bunu net bir şekilde gözlediğimi söyleyebilirim.
Bir ekonomik krizden bahsetmek doğru değil. Ancak siyasetteki
dalgalanmalarla birleşince iş dünyasının geleceğe dair beklentileri
zayıflamaktadır. Ve hala bazı ekonomik göstergelerin (döviz kuru gibi)
eğilimleri de netleşmiş değil.
Dolayısı ile ekonomide işler iyi gitmiyor. Ve bu olumsuz gidişatın kısa
sürede toparlanamayacağını öngörebiliriz. İktisatçılar orta ve uzun dönem
eğilimlerinden bahsedebilirler ama reel iş hayatında “1 ay” bile bazı firmalar
için uzun bir süredir. Sabah kiliti açtığı , motorları çalıştırdığı anda veya
klavyeye dokunduğu anda gider yazmaya ve bu giderleri karşılamak için zamanla
yarışan firmalar vardır. Orta vade de işlerin güzel olacağını söylemek bu
firmalar için anlamsızdır.
İşte bu dönemde ekonomik durgunluktan etkilenmeden veya minimum kayıpla
nasıl çıkılacağını ele almak istiyoruz. Kontrol edemeyeceğimiz genel ekonomik
göstergeler yerine kontrol edebileceğimiz iş süreçlerimize odaklanmayı tavsiye
ediyoruz.
Firmalar böyle dönemlerde ya maliyet düşürmeye ya da gelirlerini arttırmaya
odaklanırlar. Ancak çoğunluğun tercihi daha kolay olan maliyetler olmaktadır.
Maliyet düşürme uzmanı olmadığımız için bu konu bizim dışımızda. Ancak
pazarlama danışmanı olarak gelirleri nasıl arttıracağımız konusunda bazı
tavsiyelerimiz olabilir.
Bu yazı dizisini bu amaçla kaleme alıyoruz. Ancak baştan söyleyelim ki bu
yazılarda sihirli formüller yoktur. Fırsattan istifade dikkatinizi bazı temel
konulara çekmeye çalışacağız. Neler yapılabileceğine dair perspektifler
sunacağız. Pazarlamaya dair temel hareketleri ve ödevleri yapmanızı tavsiye
edeceğiz. Yaptığınız işe bakış açınızı değiştirmeye çalışacağız. Önerilerimizi
dikkate alıp değerlendirirseniz çözüm yollarının önünüzde belirdiğinizi
görebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder